Web sitemizde çerezler (cookies) kullanılmaktadır. Sitemize giriş yaparak bu kullanımı kabul etmiş oluyorsunuz.
TARİHİ RUM EVLERİ
Daracık hanımeli ve yasemin kokan sokakları, tarihi Rum evleri, sıcacık insanları ile Ayvalık ve Cunda adası tarihin izlerini günümüze taşıyor. Ada’nın ve Ayvalığın merkezinde yer alan tarihi Rum evlerinin hepsi birbirinden güzel. Taş ve ahşap işçiliği tüm eski Rum evlerinde hemen göze çarpıyor.
Evlerin bahçelerinden sarkan yeşil dallar, bazen zeytin, bazen nar, bazen incir olup sokakları sarmalıyor. Balkonlardan ve pencerelerdeki saksılardan sarkan rengarenk çiçekler ise güzel kokuları ve renkleri ile sokakları neşelendiriyor.
Cunda merkezde yer alan Taksiyarhis Kilisesi Rahmi M.Koç Müzesi, Yel Değirmeni, Taş Kahvesi ve eski Rum evleri ile çevrili sevimli sokakları ile tarihi dokuyu yaşayabileceğiniz gibi merkezden biraz uzaklaşıp Ayışığı Manastırı, Tahsiyarhis Anıt Müzesi, Saatli Cami, Çınarlı Cami, Şeytan Sofrası, Cennet tepesi gibi yerleri ziyaret edebilir, denizin tadını çıkartabilirsiniz.
RAHMİ M.KOÇ (TAKSİYARHİS) MÜZESİ
Cunda’nın merkezinde 1873 yılında Rum Ortadoks cemaati tarafından inşa edilmiş ve Ortadoks inancına göre 'Taksiyarhis'e, yani Koruyucu Baş Melekler Cebrail ve Mikhail'in adına sunulan kilisedir.
2011 yılında Rahmi M.Koç Müzecilik ve Kültür Vakfına devredilen kilise restore edilerek müzeye dönüştürülmüştür.
Cunda’nın en önemli tarihi eserlerinin başında gelmektedir.
YEL DEĞİRMENİ
Cunda adasını yukarıdan seyretmek için mutlaka gidilmesi gereken bir tarihi yapıdır.
Agios Yannis Kilisesi ile iç içe olan ve Sevim, Necdet Kent Kitaplığı olarak Rahmi M.Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı tarafından restore edilen Cunda Yel Değirmeni, adada güneşi batırmak için en uygun yerdir.
Güneşin batışına karşı içeceklerinizi yudumlarken mavi, yeşil ve turuncunun birbirine karıştığı doyumsuz Cunda manzarası sizi geçmişe götürecektir.
TAKSİYARHİS ANIT MÜZESİ
Ayvalık merkezindeki Agia İanni kilisesinden dönüştürülmüş Saatli Cami’nin hemen arkasında yer almaktadır. Ayvalığın ilk kilisesi olup üç ayrı dönemde eklentiler yapılarak günümüze kadar ulaşmıştır.
İlk olarak 15. Yüzyılda yerli Rum’lar tarafından küçük bir kilise olarak inşa edilmiştir. 1753 ve 1844 yılında eklentiler yapılmış, 2012 yılında yapılan yenileme çalışmaları sonucunda müzeye dönüştürülmüştür.